Öğretim üyeleri tarafından 7’si ÅŸehirde, 5’i kırsalda yaÅŸayan 12 hasta üzerinde gerçekleÅŸtirilen ve 3 yıl süren çalışma sonucunda prostatta mikro plastik tespit edildi.
Giresun Ãœniversiteden Prof. Dr. Yalçın Tepe, Prof. Dr. Ural OÄŸuz, Doç. Dr. Erhan Demirelli, Doç. Dr. Ercan Öğreden, Doç. Dr. Mehmet Giray Sönmez, Dr. Öğretim Ãœyesi DoÄŸan Sabri Tok, Dr. Handan Aydın ve Dr. Murat Kodat’tan oluÅŸan ekip tarafından 2021 yılında baÅŸlatılan çalışma, bu yıl tamamlandı.
MİKROPLASTİKLER PEK ÇOK YOLLA İNSAN VÜCUDUNA GİRİYOR
Giresun Ãœniversitesi Tıp Fakültesi Ãœroloji Ana Bilim Dalı BaÅŸkanı Prof. Dr. Ural OÄŸuz, yaptığı açıklamada, mikroplastik’lerin ağız, solunum ve cilt teması yoluyla insan vücuduna girebildiÄŸini söyledi.
Oğuz, son yıllarda özellikle mikro plastikler le ilgili araştırmaların çok arttığını belirterek, şöyle konuştu:
“Bilim insanlarının bu konuda çok ilgili olduÄŸunu görmekteyiz. Plasentada, anne sütünde, kanda mikroplastik saptandığı gösterildi. Mikroplastiklerin kanda gösterilmesinden sonra bu çalışma fikri ortaya çıktı. Bu çalışma ile literatürde ilk defa, mikroplastiklerin insan prostatında biriktiÄŸini, kümelendiÄŸini göstermiÅŸ olduk.”
Bu çalışmanın gelecekte çok daha yeni çalışmalar için esin kaynağı olacağına inandıklarını vurgulayan OÄŸuz, “Mikroplastik niçin önemli, yapılan çalışmalarda kanserle iliÅŸkilendirildiÄŸine dair çok önemli kanıtlar ve veriler var. Keza bazı kanserlerde agresifliÄŸini de etkileyeceÄŸine dair yorumlar yapılmakta. Bu çalışma ile prostatta plastiÄŸi saptadık ancak bunun prostat kanseri ile ya da alt üriner sistem semptomları ile bir iliÅŸkisi var mı yok mu henüz bilinmiyor. Ä°nanıyoruz ki bu çalışma gelecekte çok daha yeni çalışmalar için bir esin kaynağı olacaktır.” diye konuÅŸtu.
Oğuz, araştırmaların sonuçlarının uluslararası bir dergide yayınlandığını, araştırmanın dünya literatüründe prostat dokusundaki mikroplastiklerin birikimini bildiren ilk çalışma olma özelliği taşıdığını söyledi.
Giresun Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erhan Demirelli ise 57-88 yaş aralığında 12 hasta üzerinde araştırmanın gerçekleştirildiğini söyledi.
Demirelli, şunları kaydetti:
“Son yıllarda mikroplastik üzerine çıkan yayınlar özellikle kanda mikroplastiÄŸin gösterilmesinden sonra kanın beslediÄŸi dokularda da mikroplastik var mı diye aklımıza bir fikir geldi. Bu fikir üzerine prostat dokusunda mikroplastik araÅŸtırdık. Tüm hastalarımız BPH dediÄŸimiz iyi huylu prostat büyümesi nedeniyle TUR-P yani kapalı yöntemle prostat ameliyatı yapılan hastalardı. Bu hastaların 7’si ÅŸehirde, 5’i de kırsalda yaşıyordu.”
Mikroplastik etkeni olarak pek çok faktörün mevcut olduÄŸunu söyleyen Demirelli, “DiÅŸ fırçalama, diÅŸ dolgusu, plastik ÅŸiÅŸe, plastik kaplı yiyecekler, bunların hepsi mikroplastik ihtivası açısından önemli. Bu gibi ürünleri kullanan kiÅŸilerde daha fazla mikroplastik saptanıyor. Burada bizim çalışmamızın önemli iki yönü ÅŸudur; birincisi, bütün hastalar pet ÅŸiÅŸe ile su tüketmesine raÄŸmen, pet ÅŸiÅŸelerin ihtiva ettiÄŸi plastik türünü hiçbir hastada saptamadık, ikincisi ise kırsalda yaÅŸayan hastaların daha az mikroplastik oranına sahip olduklarını gösterdik.” diye konuÅŸtu.
Daha çok poliamid grubu mikroplastiğe rastlandı
Giresun Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yalçın Tepe de laboratuvarlarında numuneleri incelediklerini söyledi.
Tepe, titiz bir çalışma yürüttüklerine dikkati çekerek, “Tıp fakültesinden gelen prostat numunelerini ilk etapta yüzde 10’luk potasyum hidroksit solüsyonuna yatırdık. Bir süre sindirme iÅŸlemi ‘digest’ dediÄŸimiz iÅŸlemden geçirdik. Daha sonra mikroplastik parçacıklarını bulmak adına filtrasyon sistemimizde filtre ettik. Bu iÅŸlemler yapılırken mikroplastiklerin bulaÅŸmasını önlemek adına titiz çalışma yaptık.” dedi.
Tepe, şöyle konuştu:
“Süzme iÅŸlemlerinden elde ettiÄŸimiz örnekleri filtre kağıtlarıyla mikroskop ve kimyasal görüntülerini elde ettik. Mikroskopta fiziksel muayenesi yapıldı. Buradaki görüntüleri yayınımıza da koyduk. Genelde küre ÅŸeklinde çıktı. Az miktarda da pelet ve lif ÅŸeklinde de plastik parçacıklar kaydedildi. Daha sonra da daha ileri bir aÅŸama olarak FTIR’da kimyasal analizlere tabi tuttuk. Bu kimyasal analizler sonucunda da daha çok poliamid grubu mikroplastiÄŸe rastlandı. Bu hastaların da çoÄŸu ÅŸehirde yaÅŸayan hastalardı. Prostatta mikroplastik tespit edilen 6 hasta da ÅŸehirde yaÅŸayan hastalardan.”